26 Kasım 2010 Cuma

Cusco I

Yüreğime düşen şehir: Cusco! (Kusko olarak okunur)

Karacaoğlan'dan alıntı ile başlayacağım, anlatmak için biraz karıştırdım sıralamayı, affola. Tuncel Kurtiz okusa bir de...
ben meylimi üç güzele düşürdüm
biri şemsi, biri kamer, ille elif,
birinin parmağı dopdolu yüzük,
birinin kolunda sırça bilezik,
büyüğü sevsem küçüğe yazık,
biri şemsi, biri kamer, ille elif!

Cusco, Pisac ve ille Macchu Picchu olunca tam da bana denk düşüyor bu sözler...
Dünyaya geri dönüyorum, Lima'dan çok kısa bir uçuş ile (1,5 saat) Cusco'ya vardık. Havaalanına gelince ilk tedirginliğimi yaşadım. Okyanus seviyesinden 3 bin metre üzeri bir yüksekliğe gelmiştik. Rehberlerimiz "dudaklarınız morarırsa, tırnaklarınız koyulaşırsa oksijen alınız" uyarısını yapmıştı. Havaalanında küçük tüp oksijenleri gördük, almadık. Tur minibüsümüze binmek için havaalanından çıktık. O da ne! Aydınlık yapay sanılacak kadar fazla! Sanki seyahat eden bir gencin filmini çekiyorlar, ışıklar hazır, sahne hazır ve ben bagajımla havaalanından çıkıyorum J




Bizi karşılayan tur rehberi Ruben. Türk kadar sıcak, dost canlısı. Minibüsümüze biniyoruz, kapısında satıcılar Koka şekeri satıyorlar. Malum, denizden 3.400 m yüksekteyiz o anda. Bizler de kendimizi dinliyoruz, bir şey oluyor mu, az oksijen alıyoruz, bedenimiz bize bir şey söylüyor mu diye bekliyoruz. Ben bir paket şeker alıyorum, herkes birer tane yiyor. Şekerden önce ve şekerden sonra herşey aynı. Minibüsümüz kalkıyor, şehre giriyoruz ufak bir kasaba ile başlıyoruz. Tüm duvarlarda renkli yazılar, resimler.. bir kısmı dükkan tabelası yerine dükkanın cephesinde resim, yazı olması nedeniyle var. diğer kısmını ise ertesi gün öğreniyoruz, geçmiş yerel seçimler sırasında tanıtım yapan siyasi partilere ait yazılar da var (bizdeki bayrak yerine duvarlara çiziyorlar).

Cusco’da ağırlıklı olarak Kechua’lar yaşıyor. Peru’nun yerlileri olarak bilinen Kechua’lar kendi dillerinde konuşuyor. Aynı şekilde Peru’nun güneyinde de Aymara halkı bulunuyor..

Otelimize bavullarımızı bırakıp Oqurikancha tapınağına geçiyoruz. Girişte para kazanmak için yavru lamayı getirmiş aklından şüphe duyduğum bir kadın. Yavru lama ile fotoğraf çektirmek için para veriyorsunuz, bu ikinci gruptan daha çok şüphe duyuyorum! Asıl adı Inti Kancha olan Inka’lardan kalma bir güneş tapınağı burası. İnkalar bu yapının duvarları ve yerlerini altınla kaplamışlar. Yerel rehberimiz Ruben oldukça detaylı bilgiler veriyor bize. Dosyasından çeşitli görseller eşliğinde İnka’ların tarihini anlatıyor. İnka’ların bu tapınakta nasıl yaşadığını, İnka öncesindeki halklardan, bu halklardan günümüze kalanlardan bahsediyor(Chavi’ler, Mochika’lar, Paracas’lar, vb). İnka’ların Titicaca gölünden doğuş efsanesini de dinliyoruz.
Oqurikancha
Oqurikancha
İnkaların taş işçiliği
Tapınaktan
Tapınağa dönersek İspanyollar tabi ki tüm altın kaplamaları almışlar ve burayı manastır yapmışlar.
Hangisi?

Kısa kısa:
  • NASA'nın 1997-2003 yılları arasında yeryüzüne gelen güneş ışınları ile ilgili topladığı verileri değerlendiren uzmanlara göre Cusco'nun yeryüzünde güneş ışınlarını en çok alan kent olduğu bilimsel olarak kanıtlandı. İnkaların Cusco'yu güneşin kutsal kenti olarak görmesi hiç de tesadüf değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder